16 Ekim 2015 Cuma

Suriyeli Muhacirlere Ensar Olabilmek



İslam’da kardeşlik denince elbette ilk akla gelen Ensar ve Muhacir kardeşliğidir. Bu kardeşlik bilinmeden, anlaşılmadan gerçek kardeşliği kavramamız zor olacaktır. Peki, Ensar kime denir, muhacir kimdir?
Allah rızası için Mekke’de her şeyini bırakıp Medine’ye hicret etmiş bulunan, Müslümanlara muhacir, Mekkeli Müslümanlar muhabbet ve samimiyetle kucaklarını açan, ellerinden gelen her türlü yardımı onlardan esirgemeyen Medinelilere de Ensar denir.

Peygamber Efendimizin Ensar ile Muhacir arasında kurmuş olduğu kardeşlik müessesi, maddî-manevî yardımlaşma, Muhacirlerin yurtlarından ayrılmaktan dolayı duydukları keder ve üzüntüyü giderme, onları Medinelilerle ısındırma, güç ve destek kazandırma gayesini güdüyordu.  Ensar ise göstermiş olduğu bu kardeşlikten son derece zevk alıyordu.
Bunun en canlı örneği Rasulullah tarafından birbirine kardeş ilan edilen Sa’d bin Rebi ile Abdurrahman bin Avf’andır. "Ben mal cihetiyle Medineli Müslümanların en zenginiyim, malımın yarısını sana ayırdım."  demişti. Büyük Sahabi, cennetle müjdelenen 10 kişiden biri olan Abdurrahman bin Avf’ın verdiği cevap yapılan teklif
Kadar ibretlidir. 
"Allah sana malını hayırlı kılsın. Benim onlara ihtiyacım yok. Bana yapacağın en büyük iyilik, içinde alış-veriş yaptığınız çarşının yolunu göstermendir" (2) buyurmuştur. 

Kur’an-ı Kerim Ensar ve Muhacir bu kardeşliğini samimiyetini, misafirperverliğini ve fedakârlığını Bize şöyle bildirir. "Daha önce Medine’yi yurt edinmiş ve imanı kalplerinde yerleştirmiş olanlara gelince, onlar, kendi yurtlarına hicret eden din kardeşlerini severler, onlara verilen şeyden dolayı gönüllerinde bir kıskançlık duymazlar ve kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendi nefislerine tercih ederler, kim nefsinin ihtiraslarından korunur ise, işte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir." (3)

Bizim şanlı tarihimiz de bu tür yardımlaşma ve dayanışma örnekleri ile doludur. Mazlumun yanında olmayı, zor durumda olanların yanında olmayı darda kalanlara el uzatmayı bir şeref ve onur sayan aziz milletimiz, orta doğuda Müslüman din kardeşlerimize de el uzatmayı ihmal etmemiş, özelliklede şu anda ülkemizde misafir olan Suriyeli kardeşlerimize kucak açmıştır.

Onlarla ekmeğini paylaşmış, işini paylaşmış ve onları “Allah’a ve Ahiret gününe inanan misafirine ikram etsin” (4) emri gereğince en güzel bir şekilde ağırlamıştır. Bütün dünya milletlerinin yapmadıkları yardımları yapmış, göstermedikleri misafirperverliği göstermiştir. İnsana, insan adına sahip çıkan çanlı milletimiz, bu davranışıyla bütün dünya milletlerine örnek bir tavır sergilemiştir. Yüce Rabbimiz, ülkelerindeki, karışıklık sebebiyle zor durumda olan Suriyeli kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Onları yalnız bırakmayan ve en zor günlerinde yardımlarına koşup, Ensar – Muhacir kucaklaşması anlayışı içerisinde olanı misafir eden aziz milletimizi daim eylesin.

Yazımızı bir hadis-i şerifin mealiyle bitirmek istiyoruz. “Birbirinizle ilginizi kesmeyin. Birbirinize arka çevirmeyin, dargın durmayın. Birbirinize düşmanlık etmeyin, birbirinizi kıskanmayın. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun. Bir Müslümanın din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal olmaz” (5) 

__________________________________________________
  1. Hucurat,49/10
  2. Riyazu’s-Salihin terc. C.3, S.140.
  3. Haşr 59/9 
  4. Buhârî, Edeb, 31, 85;
  5. Buharı, Nikâh 45, Edeb 57-58

Hazırlayan: Hatip Şerif IŞIK

0 yorum:

Yorum Gönder