15 Aralık 2012 Cumartesi

İSLAMDA BİRLİK VE BERABERLİK (Ayet ve Hadislerle)

İslam dinini tebliğe memur olan Hz. Peygamber (s.a.v.), bir yandan iman esaslarını gönüllere nakşederken, diğer yandan da bu akide etrafında toplanan ırkları, ülkeleri, renkleri ve dilleri farklı insanları, “din kardeşliği” adı altında birleştirip kaynaştırmıştır. Bunun en canlı örneği de hicretin ilk yıllarında Mekke’den hicret ederek gelen Muhâcirler ile Medine’nin yerlisi Ensâr arasında gerçekleştirdiği kardeşliktir. Bu özel kardeşlik; her türlü maddi ve manevi yardımı, birbirlerini koruyup gözetmeyi içine alıyordu.
Dinimizin bir kısım emirleri müslümanlar arasında birliği sağlamağa yöneliktir. Tek Allah'a inanan müslümanların kitabı bir, Peygamberi bir, kıblesi birdir. Her gün beş kere camide cemaatle namaz kılan ve bir araya gelen müslümanlar, birlik olmanın huzurunu duyarlar. Cuma ve bayram namazları da böyledir. Hac ibadeti ise İslâm birliğinin ve kardeşliğinin evrensel tezahürüdür.
Bir toplumda, zengin-fakir, amir-memur, işçi-işveren, bilen-bilmeyen, kısacası tüm fertler kardeşlik bilinciyle yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olduğunda, Yüce Allah’ın yardımına mazhar olacakları unutulmamalıdır. Dinimiz, kardeşlik duygularını pekiştirecek nice mesajlar içermektedir. Kur’an-ı Kerim’de: “Müminler ancak kardeştirler,”[1] Hepiniz birden Allah'ın ipine (İslâm'a) sarılın, asla ayrılmayın, bölünüp parçalanmayın"[2] buyurulmuştur. Sevgili Peygamberimiz de: "Hiçbiriniz, kendisi için arzu ettiği şeyi kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz[3] hadis-i şerifiyle, toplum dayanışmasının gereğini en güzel şekilde ortaya koymuşlardır. Yine bir hadislerinde Resul-i Ekrem efendimiz (sav), İslam kardeşliğini şöyle ifade etmektedirler: “Müslüman Müslüman’ın Kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu tehlikeye atmaz. Her kim bir kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman’ın sıkıntısını giderirse, Allah da o kimseden Kıyamet gününün bir sıkıntısını giderir. Her kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet gününde onun kusurunu örter.”[4]

Millî Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un ifadesiyle:
“Girmeden bir millete tefrika, düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”

Şu halde, Allah’ın varlığına ve birliğine iman eden, kitaplara, peygamberlere, meleklere inanan Müslümanlar, İslam esasları etrafında birleşmeli ve asla bölünüp parçalanmamalıdır. Nitekim Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de bu hususu ifade etmek üzere şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz, elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”[5]

Allah, birliğimizi-dirliğimizi dâim eylesin.

Serdar ŞAHİNOĞLU
Gamame Cami İmam-Hatibi/Ümraniye/İstanbul



[1] Hucurat, 49/10
[2] Âl-i İmrân, 3/103
[3] Buhârî, İmân, 7
[4] Müslim, Birr 15.
[5] Enfal, 8/46

0 yorum:

Yorum Gönder